23 Mayıs 2008 Cuma


Gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum

Gidiyorum

bütün acılarımı vurup sırtıma

umutları bırakıp başucuna

ıtırları, menekşeleri, kırgüllerini bırakıp

şiirlerimi sarıp bohçama

yüreğimin yangınına gidiyorum

hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal.

Gidiyorum

gözyaşlarımı papatya diye saçlarına takıp

yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akmaya gidiyorum

içimde yeşerttiğim tüm çimenler sana kalsın

sana kalsın baharçiğdemleri, kırgelincikleri, kırkkanatlılar

gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum.


Gidiyorum

başımda gam, gözlerimde nem bütün hatıraları bırakıp geride

usulca çekip kapıyı ardımdan alıp başımı gidiyorum buralardan

şafak sökmeden kimseler görmeden yağmurun yağmadığı çöllere gidiyorum

sevgi dolu yüreğimi bir ıssızda yakmak için.


Hoşça kal suyundan çimdiğim dere kana kana içtiğim pınar

say ki yaşamadım bu yerlerde nazlı çiçeklerini okşamadım baharın

bozguna uğramış bir bostanın hüznüyle bir yaprağın ürpertisine yazıp ömrümü

çekip gidiyorum buralardan.


Gidiyorum

bir bilinmeze doğru hem yol, hem yolcu olmaya

acılarımla başbaşa kalmaya gidiyorum bütün yıldızları takıp kanatlarıma

bir kelebek gibi özgür olmaya gidiyorum.

Yüreğimin sızılarında damıttığım her şiiri bin kez öperek

ve sökerek sevgiden yana ne varsa göğsümde

gecelerin zifiri saçlarında kaybolmaya

bir ceylanın gözlerinde ağlamaya gidiyorum


Bütün borçlarımı ödedim alacaklarımı erteledim

artık ne diyecek bir sözüm kaldı sevdiklerime

ne okuyacak bir şiirim

gözlerimin içindeki iki damla gözyaşı gibi

bakmadan ardımdaki uçurumlara

alıp götürüyorum yüreğimdekileri de

hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal.




Hiç yorum yok: